Korona Metamorfozları
- Tolga ÖZEL
- 14 Nis 2020
- 8 dakikada okunur
Korona karantinasını yaşadığımız şu günlerde hayatımıza katılan bazı değişiklikler kalıcı izler bırakacak rutinlere dönüşecektir. Bu rutinler; teknolojik, ekonomik, psikolojik ve sosyolojik etmenler ile şekillenerek geleceğin dünyasını düşündüklerimizden daha farklı bir noktaya taşıyacakmış gibi görünüyor.

İşte o geleceği şekillendirecek ve bundan sonra asla eskisi gibi olmayacak dediklerimizle şekillenecek olan korona metamorfozları.
1. Ekonomi
Devletler, ekonomilerini kayıt altına almak için uzun zamandır kredi kartı gibi ödeme yöntemlerinin gelişmesini desteklemektedir. Korona virüsünün ardından kişisel ve toplum hijyeni isteyen toplulukların da desteği ile birlikte nakit para orta vadede piyasadan kalkacaktır. Temassız ödeme yöntemleri olan; temassız banka ve kredi kartları, QR kod, akıllı telefonlarımızdaki NFC ve AmazonGo gibi ödeme yöntemleri artacak ve geliştirilecektir.
Banka şubelerinin sayısı şu anki sayılarının %5’ ine kadar düşecektir. Bu şubeler, girişinde aşağıda daha ayrıntılı anlatacağım sağlık koridorlarının olduğu alışveriş merkezlerinde bulunacaktır. Azalan şubeler sayesinde bankalar büyük maliyet kazançları elde edecektir. Daha ileri gelecekte nakit paranın iyice ortadan kalkması ve dijital imza ve onay sistemlerinin teknolojisi ve güvenilirliği arttıkça yerlerini çok ama çok özel işlemler için bankalar birliğinin oluşturacağı her şehirde bir ya da birkaç tane olan ortak şubelere bırakacaktır.
2. Sağlık sistemi
Korona sonrası tüm dünyada sağlık sektörüne ayrılan bütçeler arttırılacaktır. Virüs tedavisi konusunda daha başarısız ülkelerin sağlık sistemleri özelleştirilmiş ülkeler olması bir tesadüf değildir. Bunun sebebi özelleşen sağlık sistemleri sağlık kuruluşlarını tasarlarken bir şirket gözü ile bakar ve kâr amacı güder. Daha fazla kâr elde ettiği (kadın doğum, estetik cerrahi vb.) ünite ve bölümlere yatırım yapar. Pandemi gibi halk sağlığı ilgilendiren durumlarında ise sağlık kuruluşlarının; yoğun bakım ve intaniye gibi normal düzende pek getirisi olmayan ve daha geride kalan birimleri ön plana çıkarlar. Devlete bağlı sağlık sistemlerinde sosyal sorumluluklar kârdan daha önceliklidir. Halk sağlığını ilgilendiren vakalar için de rantabl olmasa da bütçe ayrılır. Korona virüsü vakası sonrası dünyada milli savunmada sağlık sisteminin de büyük rolü olduğu gerekçesi ile sağlığın özelleştirilmesi rafa kaldırılacak ve savunma bütçesinden bir kısmı sağlık sistemine ayrılacaktır.
Salgın tehlikesinin parayı ve sermayeyi ayırmadan fakiri ve zengini eşit etkilemesi sermaye sahipleri için büyük bir hayal kırıklığı olmuştur. Bu hayal kırıklığı nedeni ile sermayenin gücü bu tip salgınlara karşı koruyucu ve önleyici ilaç sektörünü hızla geliştirecek ve büyütecektir. Genetik laboratuvarlar, DNA mutasyonları ile bağışıklık ve dayanıklılık kazandıran araştırmalar üzerine yoğunlaşacaktır. Eğer karşılığını verirseniz doğduğunuz andan itibaren DNA yapınıza yapılan müdahaleler ile bulaşmalara karşı güçlü bir bağışıklık sistemine sahip olacaksınız. Bu genetik uygulamaların fiyatları yüksek olacak ve fiyat politikası olarak hiçbir zaman düşürülmeyecektir.
IBM Watson gibi tıbbi tanı koyan yapay zekâ uygulamaları ve tanı için test kitleri (ateş ölçer, kan testi kitleri, idrar testi kitleri, mobil röntgen cihazları vb.) yardımı ile fiziksel poliklinik muayene ihtiyaçları azalacak uzun vadede mevcudun %1’ leri seviyesine kadar gerileyecektir. Bu da poliklinik doktorlarının sayısının azalmasına sebebiyet verecektir. Tanı sonrası tedavi amaçlı büyük kapasitesi olan merkezi hastaneler kurulacaktır. Doktorlar daha çok bu büyük hastanelerde istihdam edilecektir. Doktor sayısının azalması ile beraber tedavi yapacak hemşire ve benzeri kadroların sayısı artacaktır. Bu merkezi ve yüksek kapasiteli hastaneneler salgın ya da tehlike durumlarında yatak sayısını bir anda onlarca katına çıkartabilecek fiziki yapıya sahip olacak şekilde tasarlanacak ve yapılacaktır. Bununla beraber salgın durumlarında hasta bakım personeli sayısını bir anda arttırabilmek için rezerv askerlik sistemine benzer yedek hemşirelik ya da hasta bakıcılık sistemleri kurulacaktır.
3. Eğitim sistemi
Eğitim sistemimiz en köklü metamorfozu en yakına zamanda yaşayacaktır. Öncelikle bildiğimiz ilk, orta ve lise gibi sınıflandırmalar tamamen değişecektir. Eğitimin ilk 3 senesi örgün öğretim ile başlayacaktır. Bu örgün eğitim sistemi yaşam alanlarına yakın yerlerde oluşturulan fiziksel okullarda yapılacaktır. Örgün öğretim sonrasında isteyenler uzaktan eğitime geçebileceklerdir. Yaşam alanları konusunda ayrıntıları ile anlatacağımız gibi büyük şehirlerde oturmak zorunda kalan iş gören olarak çalışmak zorunda olanlar için fiziksel okullar çocuklar kendi başlarına evde kalabilecek yaşa gelen kadar devam edecekleridir. Bu okullarda da 3 seneden sonraki eğitim uzaktan eğitim şekillinde gerçekleşecek öğrencilerin sadece bakım ihtiyaçları karşılanacaktır. Uzaktan ya da evde hizmet alternatifleri ile özel öğretmenlik gelişecektir. Uzaktan eğitimde farklı alternatifler, toplu ya da birebir eğitim veren özel eğitim merkezleri açılacaktır. Resmi öğretmen istihdamı düşerken özel öğretmenlik gelişecektir. Özel öğretmenler tercih edilmek için eğitimlerinin kalitesi sürekli artırmak zorunda kalacaktır.
Uzaktan eğitimin şu anki lise çağlarına denk gelen kısmında geliştirilmiş mesleğe yönelik okullar devreye girecektir. Bu okullar çoğunlukla yatılı olacaktır. Örnek olarak askeri okullar, hemşirelik okulları, meslek liseleri vb.
Üniversiteler kimlik değiştirecek ve araştırma – geliştirme merkezlerine dönüşecektir. Uygulamalı olmayan bilimler uzaktan eğitim paketleri ile öğrenci yetiştirecektir. Uygulamalı bilimlerde okuyacak olan öğrenciler bu araştırma – geliştirme merkezlerinden belli bir süre uzaktan eğitim aldıktan sonra örgün eğitimlerine bu merkezlerde devam edeceklerdir.
4. Çalışma hayatı
Korona virüsü vakası çalışanların mobil çalışmasının uzun soluklu bir testi oldu. Tüm firmalar bu tip çalışmanın avantaj ve dezavantajlarını sınama ve geliştirme için uzun bir fırsat buldu. Orta vadede çalışma hayatını tam mobilize edecek dijital devrim firmaları kasıp kavuracaktır. Bu mobilite ile firmalar organizasyon, bina, çalışma koşullarını oluşturma, taşıma ve yemek gibi masraf kalemlerinde maliyet düşürecek dijital destekli süreç çalışmaları yapacak ve uygulayacaktır. Bir düşünün gerekli dijital desteğe yatırım yapan firma personelinin bir kısmını evden çalıştırsa; personele verdiği araç kirası, yakıt, servis, yemek, kıyafet, elektrik, su çalışması için kiralanan iş yeri vb. maliyet düşürme fırsatları firmaların bu işin üzerine hızla gitmesine sebep olacaktır.
Sınır ötesi iş yolculukları çok ender olarak yapılacaktır. Bu sebeple video konferans sistemleri arttırılmış sanal gerçekliğin de desteği ile daha çok gelişerek iş insanlarının farklı ülkelerden katılım ile toplantı ve konferans yapabilmelerine hatta beraber yemek ve eğlence gibi organizasyonları da yapmalarına izin verecektir.
Bunların yanında Korona virüsü bir gerçeği daha ortaya çıkardı. Özellikle hizmet sektöründeki asıl iş görenler ki genelde vasıfsız ya da düşük vasıflı çalışanların hayatın devamlılığı için kilit durumda olduklarını anladık. Tüm süreçleri uzaktan yönetilebilir hale getirebilirsiniz ama bu işlerde böyle bir düzenlemeye gidemezsiniz. (Özellikle hayatın devam etmesinde kilit pozisyonda olan tezgahtarlar, market çalışanları, kargo çalışanları, gişe çalışanları, şoförler vb.) Üretim işleri zaten gelişen teknoloji ve Endüstri 4.0 uygulamaları beraber dijitalleşmekte bunun sonucunda robotik iş görenler işçilerin, yapay zekalar süpervizörlerini yerlerini almaktaydı. Burada açığa çıkan işgücü kendine hizmet sektöründe yer buluyordu. İşte bu geçiş daha da hızlanacak çünkü memurunu evden çalıştıran firmalar iş yerlerini insanların çalışacağı şekilde yapmayarak hem yatırım hem de işletme maliyetlerini düşürecekler. Hizmet sektörüne kayan bu çalışanlar artık hayatın devamı için vazgeçilmez olduklarının fark edecekleridir. Bu farkındalık bu tip çalışanların ulusal ve uluslararası sendikalar ile diğer çalışanlardan kendilerini ayırmalarına ve toplu yapılan grevler ile hayatın devamlılığını tehdit ederek ücret ve haklarında artış istemelerine sebep olacaktır. Bu hakları da orta vadede elde edebileceklerdir. Ancak sermaye sever teknoloji bu sefer artan haklar paralelinde artan maliyetleri değerlendirecek ve artık tıpkı üretim faaliyetlerinde olduğu gibi bu gibi hizmet işleri için de dijital ve robotik uygulamaların geliştirilip insanın yerini alması rantabl olacaktır. Uzun vade bu tip hizmet işleri de süreç değişiklikleri ve teknolojinin yardımı ile dijitalleşecek ya da robotik olacaktır.
5. Tarım
O eski Kızılderili atasözünün dediği gibi “her şeyin sonu geldiğinde beyaz adam paranın yenen bir şey olmadığını anlayacak” evet karantina haberini alan insanlar bunu ispatladı. Hayatta kalma güdüleri ile belli süre yetecek yiyecek depolamaya başladılar ve marketlere hücum edildi. Ülkelerin ilk aldığı kararlardan biri de derhal tarım ürünlerinin ihracatını yasaklamak oldu.
Biz gelişmekte olan ülkeler için tarım ülkesi olmak ile sanayi ülkesi olmayı hep tercih etmemiz gereken bir şıkmış gibi hep önümüze koydular. Ancak işin aslı öyle değil. Nüfusu fazla, ekonomisi güçlü ve sanayileşmiş ülkelere bakarsanız bu ülkeler bulundukları coğrafyanın el verdiği ölçüde tarım devleridir. Örneğin ABD; evet bir sanayi ülkesi ama bunun yanında hala bütün dünyaya tarım ürünleri satan birçok kalemde üretimde ve satışta dünya liderliğini kimseye bırakmayan bir tarım ülkesidir.
Korona virüsü vakasından alınacak derslerden en önemlisi tarımın önemidir. Kendi topraklarında yetiştirmenin maliyeti ile ithalat maliyetlerinden daha yüksek bile olsa bu gibi salgın durumlarında yiyecek maddelerinin fiyattan bağımsız değer kazandığının farkına varılmıştır. Bunun yanında ülkeler, ithalat yapılan bölgedeki pandemi tehlikesi nedeni ile de tarım ürünlerinde rahat rahat ithalat yapamayacaklarının farkına vardılar. Yakın vadede tüm ülkeler gelişen teknolojiyi de kullanarak ileri tarım uygulamalarına başlayacaktır. Bu tarım ürünleri ihracatı üzerine kurulu ekonomileri etkileyecektir. Tarım ürünlerini ülkenin ihtiyacından çok daha fazla üretip satmak zorlaşacaktır. Çünkü tüm ülkeler tarım ürünlerini kendi sınırları içerisinde üretebilmek için çabaya girecek ve büyük bütçeler ayıracak, çiftçilerine büyük sübvansiyonlar verecektir.
6. Alışveriş alışkanlıkları
Hızla büyüyen internet üzerinden alışveriş daha da önem kazanacaktır. İnternet kullanamayan ya da güvenmeyen insanlar için onları da çekecek daha güvenli, ürünü daha tanıtıcı ve kullanımı çok ama çok daha kolay sistemler geliştirilecektir. Bu sistemler muhtemelen arttırılmış gerçeklik ile desteklenecektir. Kullanıcılarına, mağazadaymış gibi ürünü askıdan seçip üzerine giymeye, aynadan izlemeye ve arkadaşının görüşünü almaya kadar kolaylıklar sağlayacaktır. Alacağınız mangalı sanal olarak söküp takabilecek ve pişirme performansını deneyip diğer modeller ile karşılaştırabileceksiniz. Sistem; bizleri personel, kira, elektrik ve su masrafları olmaksızın alışveriş yapmak için zorlayacaktır. Elinde de çok iyi bir koz olacak. “Sosyal mesafe güvenliktir”
Hızlı tüketim ürünlerinde internet üzerinden alışverişin ilk örneklerini görmeye başlamıştık. Bu sistemler arttırılmış gerçeklik ve sertifikasyon sistemleri ile daha güvenilir ve tercih edilir kılınacaktır. İyi tasarlanmış izlenebilirlik sistemi alacağınız meyve ve sebzenin tüm geçmişini, kullanılan (ya da kullanılmayan) ilaçları, yetiştirme yerini, meyve verme zamanından hasat zamanına ve daha sonra da soğuk hava depolarında ne kadar bekletildiğine kadar tüm verilere ayrıntıları ile bize bildirebilecektir. İyi tasarlanmış denetim sistemlerinin verdiği sertifikalar ile bu bilgilerin doğruluğu kanıtlanır olacaktır.
İnternet üzerinden alışverişin artması kargo taşımacılığının yeni ve düşük maliyetli sistemler peşinde koşmasını sağlayacak ve bu sektörün önemi gittikçe artacaktır. Ulaştırma modelleri geleceğin yüksek kapasiteli bilgisayarlarının ve yapay zekanın üzerinde uzun uzun çalışacağı konulardan önde geleni olacaktır.
Peki bütün bu maliyet düşürme ve tüketici güvenilirliğini arttırmak için yapılan tüm teknolojik yatırımlara rağmen hala ben görerek dokunarak almak isterim diyen tüketiciler ne olacak? Evet bu tüketiciler için mevcut alışveriş merkezleri yapılarını değiştirecekler. Münferit ve müstakil mağazaları olan esnaf ne yazık ki bu alışveriş merkezlerine katılmak zorunda kalacak çünkü bu merkezler tüketicilere sağlıklı ve bulaşma olmaksızın alışveriş yapacağı ortamı sağlayacaktır. Çünkü bu ortamın tek tek müstakil mağazalar tarafından oluşturulması hem yatırım hem de işletme maliyetlerini katlanılmaz derecede arttıracaktır. Müşteriler belli bir sağlık koridorundan geçecek. Bu koridorlarda ateş ölçümü, kamera ile hastalık belirtilerini tespit eden görsel kontroller ve hali hazırda geliştirilmiş olan daha da geliştirilecek test kitleri yardımı yapılan kan testleri yapılacaktır. Koridorların marifeti ile tüm kontrolleri yapılmış dezenfekte edilmiş ve bulaşmaya karşı güçlendirilmiş müşteriler, çok mağazalı alışveriş merkezlerinden alışverişi klasik şekilde yapmaya devam edebileceklerdir. Bu tip sağlık koridorları kısa vadede alışveriş merkezi, iş merkezi, devlet dairesi ve havuz – plaj vb. yerlerin girişinde şimdiki fiziksel güvenlik noktaları kadar sıradan bir hale gelecektir.

7. Sosyal ortamlar
Sinema, tiyatro gibi sosyal ortamlar orta vadede ortadan kalkacak yerini ağ üzerinden satın alma imkanı veren uygulamalara bırakacaktır. Netflix benzeri uygulamalar sinema ve tiyatronun yerini alacaktır. Uzun vadede de oyunculuk yerini oyuncuların özeliklerinin yüklendiği animasyonlara bırakacaktır. İlk örneklerini gördüğümüz şekilde (Jet Sosyete bunun ilkel bir örneği oldu) büyük çekim ekipleri olmaksızın cep telefonları ile farklı alan ve mekanlarda farklı kişiler tarafından çekilmiş ancak daha sonra yüksek teknoloji ile birleştirilmiş ve konu bütünlüğü sağlanmış filmler ve diziler izleyeceğiz.
Kafe, bar ve restoran gibi insanların sıklıkla sosyalleştiği ortamlar ise uzun vadede yerini arttırılmış sanal gerçeklik ile beraberinde entegre edilmiş paket servisi sistemlerine ve yeni teknolojik oluşumlara bırakacaktır.
Spor müsabakaları ve konserler gibi insanların sosyal mesafelerini sıfıra düşüren aktiviteler yerini ağ üzerinden kalabalığın katıldığı arttırılmış sanal gerçeklik uygulamalarına bırakacaktır. Stadyum ve büyük konser alanları azalacak kalanlar ise mimari olarak değişerek, kişiselleştirilmiş ya da küçük gruplara özelleşmiş localı sistemlere dönecektir. İkinci seçenek çok pahalı konserler ve spor müsabakaları için kullanılırken ilk seçenek daha çok tercih edilen uygun maliyetli seçenek olacaktır. Özellikle spor liglerinde spor çeşitlerinin en üst ligleri ayakta kalabilecek alt ligler yavaş yavaş yok olacaktır.
Uluslararası büyük spor organizasyonları uzun vadede yerini arttırılmış sanal gerçeklik kullanan müsabaka türü ve çeşitlerinin yer alacağı şekilde gelişecektir. Milyonları ilgilendiren etkinliklerden olimpiyatlardaki bireysel sporlar, arttırılmış gerçeklik yardımı ve az sayıda bulunan denetçiler yardımı ile her sporcunun ülkesinde yaptığı performansların birleştirilmesi ile yapılabilecektir. Böylelikle etkinlik için toplanan sporcu sayısında büyük tasarruf sağlanacaktır.

8. Yaşam alanları
Evden çalışmanın artması, sağlık tanılarını koyan yapay zekâ sistemleri ve hastaların kendilerinin kullandığı test kitleri, sanal alışverişin ve ulaştırma sistemlerinin gelişmesi, bankacılık sisteminin sanal ortama taşınması ve eğitim sisteminin uzaktan yapılması ile beraber evlerimizin büyük şehirlerin merkezi yerlerinde olması bir anlamı kalmayacaktır. Yüksek fiyatlar vermenin hiçbir avantajı olmamak ile beraber hava kirliliği ve insan yoğunluğu evden çalışabilenlerin büyük şehirlerden kırsal kesimlere kaçmaları ile sonuçlanacaktır. Kırsal kesimdeki yaşam alanları birbirinden uzak olacaktır. Boşalan şehirler iş yerlerinde iş gören olarak çalışan ve yaşamını bu şekilde kazanan ailelere kalacaktır. Büyük şehirdeki konut fiyatları hızla düşecek buralara harcanan ödenekler gittikçe azalacaktır. İnsanların yaşam alanı seçimleri için artık tek kriter çalışma yerine yakınlık olacaktır. Çalışma yerleri ile yaşam alanları arasında kurulan, sosyal mesafe kuralarına uygun inşa edilmiş toplu taşıma sistemleri büyük şehirlerdeki trafiği büyük oranda azaltacaktır.
Böylece bilfiil çalışan kesim ile uzaktan çalışan kesim birbirinden uzaklaşacaktır. Bunun yanında yöneten zengin zümre bu tip salgınların yaşadıkları alana girmesini engelleyecek önlemleri olan özel bölgelerde daha yalıtılmış halde yaşamaya başlayacaklardır. Bu da sınıflar arasındaki ayrımı iyice pekiştirecektir.

9. Moda dünyası
Gelecekte en büyük darbeyi moda dünyası alacak gibi görünüyor. İnsanlar daha izole hayat yaşamaya başladıkça moda takibi daha küçük bir topluluğa kalacaktır. Filmler ya da TV programlarında arttırılmış gerçeklik ile insanlar istedikleri kıyafetleri sanal olarak giyebilecekler makyajlarını hatta estetiklerini bile yapabileceklerdir.
Azalan moda ve giysi ihtiyacı daha uzun vadede oluşacak gibi görünmekte ama bundan çok ama çok daha yakın gelecekte bulaşma engelleyici ekipmanlar artık modanın vazgeçilmesi haline gelecektir. Bundan sonra podyumlarda Armani marka maskeler, Louis Vuitton marka siperlikleri, Gucci marka hoş kokulu kalıcı dezenfektan özellikli kokular ve Ermenegildo Zenga marka bulaşma önleyici kıyafetler görmeye başlayacağız.
Yorumlar